10 Ocak 2020’de saat 22:21’de Yengeç burcunun 20. derecesinde gölgeli bir Ay Tutulması kesinleşecek; Tutulma, Jüpiter, Satürn, Pluto’nun yanı sıra, Güneş’in kalbine yerleşmiş bir Merkür ile karşıtlık içinde olduğu gibi Yay burcundaki Mars ile tetikleyici bir 135lik açı içinde olacak. Neptün üçgeni ise özellikle kolektif alanda birlik ve beraberliğin önemini vurgular nitelikte. 2020 yılı içinde 4 adet Ay Tutulması gerçekleşecek. Bu durum oldukça büyük bir dişil enerjinin yükselmesine yardım eder bir görünüm içermekte. Yengeç burcu duygularla yakından ilişkili ki Ay Tutulması ile bu daha da katmerlenebilir. Duygularımızı harekete dönük motivasyonlarımızı destekleyici bir şekilde kullanmak son derece olumlu cevap verebilir. Ama duygular bizleri bazen caydırır bazen de üzüntü ile birlikte doğru bir yola sevkedebilir. Bu yüzden kontrolünü sağlamak aslında hiç de kolay değildir ki bilinç, duygulardan ayrı hareket etmeyi pek beceremeyebilir. Yengeç evi, aileyi ve milli konuları ifade eder; bu alandaki projeleri sonuçlandırabilir, aile etkinlikler, toplantıları için planları tamamlayabilir. Bir hamle yapılabilir, örneği bir gayrimenkul ile ilgili bir işlemle ilgili olabilir bu gelişmeler. Tabii süreç ev, aile konuları ile ilgili konularla daha fazla ilgilenmemize yol açar., bir nevi odak bu alana kayacaktır. Aile olduğunu düşündüğümüz kişilerle daha fazla zaman geçirebilir onların duygusal desteğine ihtiyaç duyabiliriz.
Ay Tutulmaları güçlü dolunaylar, tabii sert etkiler de barındırabilir ve daha önce fark etmediğimiz, belki de takip etmeyi düşünmediğimiz bir yolun önümüzde oluşmasına neden yaratır. Hayatımızdan bir şeyin ya da gerçekleşmesini istediğimiz bir hayalin geride bırakılmasına da yol açabilir ki bu zorunluluklar ruh yolculuğumuzu hızlandırabilir. Bu enerjilerden doğru faydalanmak için ilgili süreçte hareket etmek durumunda kalabilir, gerekeni üstlendikten sonra da evrenin getirmek istediklerine izin vermemiz gerekir. Evrene ve Bütüne olan inancın sağlam olması gereken zamanlardır bunlar ve giden ya da gelen her ne ise bunun kaderin bir parçası olduğunu idrak etmek önem kazanır. Ay Tutulması 26 Aralık 2019 Güneş Tutulması ile senkronize çalışan bir enerji. Güneş Tutulması çevresinde gelişen temaların daha görünür olması ve büyümesi söz konusu olacaktır. Bir nevi yuvaya, Öz’e dönüş isteğini Yengeç burcu etkileri ile birlikte uyandıracaktır. Her birimiz tutulma etkilerini farklı hissetme eğilimindeyiz tabii; ancak hepimiz evimizin ve aile ortamımızın etrafında ortaya çıkan konuları ve bunların bizlerde uyandırdığı duyguları bir şekilde fark edeceğiz.
Merkür’ün Güneş’in kalbine yerleşmiş olmasından ötürü tutulma etkileri iletişime, haberlere, ifadelere, sözcüklere çok odaklı. Diğer yandan Güneş 4 gezegenin Oğlak burcunda transiti dikkat çekici ve problematik olarak da değerlendirebilir. Sanki yaşamın bir çok alanı belirli bir konunun merkezine bağlanacak görünüyor. Oğlak burcundaki gezegen toplaşması, Yengeç burcunun sulu ve duygusal hassasiyetinde hüküm sürmeye çalışacak; ancak bu durum işleri daha da zorlaştırabilir yani iyileştirmeyebilir. Satürn, Pluto ve Merkür bu tutulma çevresinde çok aktif ve Uranüs tutulmadan 1 gün sonra retro hareketini sonlandırıyor; yani en sorunlu hali olan istasyon / durağan durumda. İleri hareketi ile belirsizlik içeren bazı konularda aydınlatıcı netliklerin oluşmasına yardım edebilir Uranüs. Satürn ve Pluto, 2020 yılının ana filmini oluşturuyor ve Merkür bu oyuna katılmada ilk sırada. Aynen Güneş Tutulmasında da tutulmayı ilk tetikleyen gezegen yılbaşı gecesinde ulaştığı derece itibarı ile Merkür olmuştu. Demek ki ilk sahne alan iletişim, haberleşme olacak. Diğerleri ile nasıl iletişim kurduğumuz ve ortaya çıkabilecek zor ya da gergin ifadelere nasıl yaklaştığımız konusunda net olmak durumundayız. Belki de konuşmadan önce düşünmeyi ve dinlemeyi öğrenmemiz gerekecek. Ayrıca gerçek olanı konuşmak, bize ağırlık veren fikirlerin yükünü hafifletmek için olgun ve ciddi bir ifade tarzı kullanmak önem arz ediyor. Tutulmaya eşlik eden Castor yıldızı iyi kullanıldığında başarı vaadeder ve deha ile ilgilidir. Ama diğer yandan rekabetten etkilenebilecek Castor kayıplara, güvensizliklere ve sinir bozukluklarına yol açabilir. Neptün ve tutulma arasındaki üçgen diğer yandan Oğlak yoğunluğuna olan sextil açı şefkatli bir enerjinin, nezaketin, sezginin ve manevi enerjinin artışına işaret etmekte. Bu bizlere duygusal alanda rehberlik edecek bir enerji kazandıracaktır. Dolayısı ile manevi bir uyanışa yardım edecek.
Ocak 2020 Ay Tutulması geçtiğimiz Temmuz ayı tutulmaları ile bağlantılı hatta 12 Temmuz 2018 Güneş tutulması ile aynı derecede olduğundan, o zamandan itibaren gelişen bazı durumların önümüze tekrar gelmesine ve daha fazla içgörü ile ele alınmasına ya da tamamlanmasına yardım edebilir. Ay tutulmaları, Güneş tutulmalarına nazaran ruh yolumuzla, ruhsal kaderimizle daha bağlantılıdır. Bir şekilde evren ilerlememizi ve daha hızlanmamızı sağlamak adına bırakmaya hazır olmadığımız bir şeyi hayatımızda öne çıkarır. Enerjinin serbest bırakılması için adeta bir enerji portalı açar. Bu yüzden bazen sarsıcı deneyimler yaşatabilir. Tutulmanın hemen ertesinde 12 Ocak’ta Satürn ve Pluto kavuşumu yaşayacağız. Nadir oluşan bir hizalanma olduğundan tüm yılı şekillendirecek bir etki yaratacak, dönüştürücü bir enerji. İnsan hayatında da yaşayacağımız en önemli kozmik enerjilerden biri, zira 35 il 38 yılda bir gerçekleşmekte. Hele ki Oğlak burcunda oluşu yüzyıllarla ifade edilmekte. Tutulmaya eşlik eden bu kavuşum, mutlaka bir ağırlık yaratacaktır ve bırakmak için zorlandığımız her ne ise bir şekilde hayatı değiştirecek bir şekilde dönüşüm yaşatmaya aday olacaktır. Bu güçlü etkiler arka arkaya gerçekleşirken önce bizleri bilinçaltı düzeyde etkileme eğiliminde olacaklar. Bu yüzden sabırlı olmak ve ne olduğunu görmek adına izlemek ve dinlemek önem kazanacaktır. Kozmik enerjiler güçlüdür ve bu bazen bizleri endişeli, huzursuz ve ağır bir ruh haline sürükleyebilir. Her ne olursa olsun Evren bizleri yolumuza sokacak ve olmamız gereken yere hizalayacaktır; buna güvenmek önemli.
Maksimum tutulma 22:10
Tutulma bitimi 00:12
olarak bir yol izleyecek. Satürn ve Pluto tutulma etkilerinin sertleşmesine yol açabilir. Hele ki tutulma derecesinin yansıma derecesi olan 9 İkizler Aldebaran sabit yıldızı ile Güneş bendinde ise yansımanın 9 Yay ile Antares hizalanması dikkat çekici. Bu kraliyet yıldızları özellikle diktatör, baskıcı bir komutan havası ile savaş etkileri yaratır. Tutulma derecesinin Mars ile 135lik açısı ise zaten başlı başına rekabetçi ve savaşçı etkilerin artık pek durdurulabilecek hızda olmadığına işaret etmekte. Eğer duygusal olarak çok çekingen ve hassas biri iseniz bu sert etkiler kişileri zorlayıcı etkiler yaratabilir. Eğer güçlü bir kişiliğe sahipseniz de yakınlarınızı koruma isteği yoğunlaşabilir. Merkür etkisi ile önyargılara, kutuplaşmış düşüncelere neden olabilir ki bu da duyguları ifade etmeyi hatta anlamayı zorlaştırabilir. Günlük problemleri anlamakta bile zorluk çekebiliriz ve yanlış anlamalara kaşı aşırı duyarlılık oluşabilir. Önyargılı düşünceler, ırkçılık, görüş farklılıkları davranışlarımızı, ifadelerimizi etkileyebilir. Özellikle enerjimiz düşükken içgüdüsel tepkiler vermeye meyilli olabiliriz ki dinlemek ve düşünmek bu noktada çok daha önem kazanabilir. Üzüntüler, sıkıntılar ya da yalnız hissetmek nedeniyle ruhsal karamsarlık yükselebilir. Duyguları paylaşmada zorluk, ilişkilerde sorunlara yol açabilir. Melankolik ve karamsar duygu halleri sosyalleşme yönünde kişileri zorlayabilir. Birilerinin sorumluluğunu almak gerekebilir ki bu durum bize yük gibi gelebilir, üzerimizde baskı oluşturabilir. Umutsuzluk bu etkilerde bizi çok kolay ele geçirebilir. İçsel karışıklıklar ilişkilerde dramatik durumlar duyguların yoğunlaşmasına neden olur ve tepkileri, dürtüleri kontrol etmek zorlaşabilir. Korku, kıskançlık, saplantılar, obsesif tutumlar ve manipülasyona açık hareketler bu etkiler altında oluşabilir. Diğerleri üzerinde manipülasyon ise suçluluk ve utanç duygularına yol açabilir. Tutulmaya karşıtlık yapan asteroid Ceres ise ebeveyn ve çocuk ilişkilerini, anneliği, çalışan anneleri ya da bekar ebeveyni ifade edebiliyor. Kadınlarla ya da çocuklarla ilgili oluşabilecek duygusal anafor yaratan olayların oluşmasına yol açabilecek bir görünüm verebilir. Ceres ayrıca toprağı, tahılı, toprak ürünlerini, doğal kaynakları ve çevreyi, ekolojiyi ifade eder. Bu alanlarda da oluşabilecek sıkıntılara işaret ediyor olabilir. Neptün her ne olursa olsun umut etmeye, inanmaya ve hayal etmeye yönelik etki yaratabilir. Niyetin saf ve temiz olması ile bağlantılı ve bütünü içeren bir sevgi ve inanç dalgası yaratmaya meyilli. Bu etkiler şartlar zor olsa da, bir çok niyetin gerçekleşmesine yardım edecek enerjiler de barındırmakta. Güzel ve temiz umutlar, denizlerle, sularla, hijyenle, onarımla, temizlikle ilgili işlerde başarı vaadedebilir. Temizlik ve iyi niyet tanrısal bir enerji olduğundan yasalar, ahlaki dürüstlük ve etik olmak ile de ilgili. Emek veren bir şekilde kazançlı çıkacaktır. Çalışkanlık ödüllendirilebilir. Neptün bir takım salgın hastalıklara yol açabilir ki bu aşamada da temizlik önem kazanacaktır.
Küresel düzeyde ifade özgürlüğü, medyanın bağımsızlığı bir şekilde baskılanabilir. Dünya üzerinde halklar üzerindeki baskı artabileceğinden bir takım halk hareketleri de artacaktır. Bir takım savaşçı enerjiler yüzünden güvenlik adına özgürlüklere sınırlandırma getirilebilir. Dini ve manevi liderlere, insani yardım kuruluşlarına, çevresel grup çalışmalarına destek artabilir. Genel olarak öncü burçlarda oluşan tutulmalar politik konularla, hükümetlerle veya yönetim değişiklikleri, devlet ilişkilerindeki değişiklikler ve insanlar arasındaki devrimlerle ile bağlantılı der Sepharial. Yengeç burcunun 3. dekanı ise kadın cinsinde ölümleri, ani yıkımları ve ızdırapları içerir. Biraz sert hatlı bir sürece doğru ilerlediğimizi söylemekte yarar var. Ay tutulmalarının ise genel olarak kadın yöneticiler, anne, ailenin başındaki kadın temsilci ile ilgili sıkıntılar yaratabileceği bilinir. Ay Tutulmaları hele ki Ay’ın yönettiği bir burçta yani Yengeç burcunda çok daha güçlü etkiler barındırmakta. Özveri, tutku ve derin sezgileri ifade de etmekte. İçeriden fırtınalı bir öfke verebilir. Yani duygular bir kaç kez daha yoğun bir düzeyde aktif olacaktır.
Teknik olarak Castor ve Pollux ikizlerinin bölgesinde netleşecek olan Ay ve Güneş karşıtlığı, iki kutuplu enerji yaratmaya müsait ki bu durum karar vermede sorun yaratabilir. Bir nevi kolektif alanda meleği ya da şeytanı oynamak arasındaki sıçramaları anlatan bir enerji.
Önemli bir sabit yıldız olan Castor malum tutulma derecesi ile ilişkide. Habil / Kabil, şeytan / melek, deha / deli, iyi / kötü anlamına geliyor ikizi Pollux ile. Bir ikiziniz varsa, birinin olduğu yerde diğerinin de varlığından söz edebiliriz, her ne kadar Castor pozitif anlamlar içerse de. Kutuplaşmaya açık ve karar vermede zorluklar yaşatacak bölgeler bunlar. Zaten 3. dekan Yengeç burcu pervasızlık, umursamazlık yarattığı gibi intikam dürtüsü de uyandırabilir. Bu bir tuzak oluşturur ki elimizden geleni yapmamız gereken bir sürece giriyoruz; hani yan gelip yatma zamanı diyemeyiz. Castor presesyon kayması dediğimiz durumdan ötürü her ne kadar Yengeç burcunda bilinse de aslında malum İkizler tk yıldızın ait bir bölgede. Anlamları; ayrıcalıklar, keskin zeka, hukuksal başarılar, seyahatler, atlar, ani ün kazanımları, şeref / servet kaybı, hastalıklar, skandallar, rezaletler ve büyük sıkıntılar. Şiddete eğilim gösterebilecek halk hareketlerinde parmağı olduğu bilinir. Kol / bacak kırılmalarını tarif edebiliyor. Sinir bozucu, rahatsızlık veren yıldız dehalık / delilik arasındaki ince çizgiyi anlatıyor. Dr. Morse’a göre, bu ikiz yıldız insanların derin korkularını uyandırıyor. Bilinçsizlik yaratan felaketlere, krizler karşısında hatalı davranışlara yol açabiliyor. Zihinsel bozukluklar, nevrotik rahatsızlıklar yarattığından travmatik gelişmelerin habercisi. Robson’a göre ise Ay ile ilişkisinde ürkeklik, hassaslık, güvenlik sorunları, gizli işler, psişik enerjiler, yetenekler, körlük, yüz yaralanmaları, utanç, bıçaklanmalar, hapis konuları gündeme gelebilir denmiş.
Castor iyi bir at terbiyecisi ve elinde bir arp tutuyor. Dolayısı ile bulunduğu Yengeç 3. dekana da ithafen sanat ve sanatçıları temsil etmekte. Ancak zamana ayak uydurup kutuplaşmalar başladığından kardeşi ile dalaşmaya başlıyor. Kardeşi Pollux ise bir boksör. O yüzden Castor‘un olumlu özelliklerinin yanında karanlık etkilerini asla yok saymamak gerek. Castor bir haritada belirgin ise ilişkilerde dikkatli olunması önerilir. Olumlu etkilerde ise kişinin entellektüel yeteneklerini kullanabilmesini ifade eder. Bu kişiler çevrelerindeki insanların endişelenmemesi, korkmaması için ellerinden geleni yapan kişiler olurlar ve duyarlı, yardımsever kişilerdir. B. Brady, Castor‘un her ne kadar eğitim, yazarlık özelliklerine işaret etmiş de olsa, Pluto ve Satürn karşıtlığı ikizin olumsuz etkilerini tetikleyebilir. Yani birleşik bir etki aktif. Bu enerji bana bugünlerde aktif olan Sünni ve Şii mezhepleri arasında oluşabilecek gerginlik olarak da gözüktü; aynı dini paylaşan ancak birbirinden farklı ikiz inançlar gibi.
Kısacası kararsızlıklar içerebilecek bir süreç var önümüzde diyebiliriz. Bir yandan can sıkıntısı, ilgisizlik, öte yandan hayal alemine dalmak. Yengeç burcunun 3. dekanı biraz huysuz olarak tarif edilir hatta depresif bir ruh halini bile anlatabilir. Gerçeklikle teması yitirmek kolaydır bu bölgede. Karmik olarak ise hayatın ertelenmesi ya da mükemmel bir fırsatın gelmesini umut etmeyi de ifade edebiliyor. Bazen tüm dünyanın sizin etrafınızda döndüğünü ve diğerlerinin problemleri ya da duyguları için zamanınızın olmadığını düşünmek de bu dekanla ilgili olabiliyor. Ama her ihtimalde sulu göz olmaya müsait etkiler barındırıyor. Benliklerimize hizmet etmeyen, işlevini kaybetmiş şeyleri yaşamlarımızdan temizlemek adına çok uygun bir süreç. Güneş’in parlak ışığı önceki Güneş Tutulması’ndan bu yana iltihaplanan birincil ilişkilerimizdeki sorunları aydınlatmak için bilinçaltımıza ışık tutacak. Dünya, Güneş ve Ay arasında yerleşir Ay Tutulmalarında.
Yengeç burcunun 3. dekanı Ay ve Jüpiter yönetiminde. Malum İkizler tk yıldızında. birbirinden ayrılmasalar da birbirine rakip olan İkizler. Bizlere kutupsallığı öğreten bölge; iyi ve kötü, canlı ve ölü, sol beyin ve sağ beyin, Ay ve Güneş gibi. Hayal gücünü kelimelere dökme konusunda bu dekan çok yeteneklidir; dolayısı ile bolca yazar çıkar bu bölgeden. Castor, hayatın parlak tarafına bakarak saygınlık artıran bir iyimserlik ifade eder ve motivasyon arttırır. Pollux ise cesareti temsil eder. Yaratıcı tarzı tabu sayılan gizli, gölgede kalanı araştırmakla ilgilidir. Pollux hayatın karanlık keyifsiz tarafı yani. Bu nedenle Yengeç burcunun 3. dekan inişli, çıkışlı bir ruh hali barındırmakta hani hava bazen güneşli bazen bulutlu gibisinden. Duyguların renkli olması yaratıcılık adına harika etkiler verir; sanat açısından girişimci bir enerji barındırır. Bazen 3. dekan kendini bir hataya adama yanlışı yaptırabilir ki bu durum özellikle ilişkiler açısından acı verici tecrübe edilebilir. Olumlu yanında ise derin karanlık tutkuları ifade edebilme adına sanatçı çıkartır bu bölge. Ama sınırları zorlama etkisi tehlikelidir ki özellikle bipolar bozukluk verebiliyor. Modları yüksekken çok coşkulu, pervasız, eğlenceli olabilir ama mod düştüğünde korkutucu bir hal alabilir, karamsarlığa düşebilir. Karınca ve ağustos böceği hikayesinde olduğu gibi bu inişli coşkulu hal bazen zamanı boşa harcamaya neden olur. Eldekini korumak, güvence oluşturmak önem kazanır.
Kısacası, penumbral Ay Tutulması 2020 ‘yi sert bir enerji ile başlatıyor. Bir şekilde güvenliğimizin temellerini sarsıcı ve sert iletişim yaratacak etkiler sahne almaya başlıyor. Hayatımızın rahat ve güvende olduğu zannedilen alanları bir anda kontrolsüz bir enerji ile sarsılabilir. Odak noktamız ise özellikle evimize, ailemize, yaşadığımız vatanımıza doğru çevrilebilir; güvenliğimizi tehdit edici etkilerin tetiklendiğini söyleyebiliriz. Evet zorlayıcı ve sancılı bir süreç başlıyor diyebiliriz ancak tabii bu etkiler özellikle son 1.5 yıldır üzerine düşeni yapan ve emek veren kişiler için mutlak olumlu bir değişim içermekte. Dolayısı ile çaresizlik hissi içinde bir sağa bir sola savrulmak yerine neyin nereden geldiğini anlayabilmek adına durumların kendini belli etmesine izin vermek önemli. Yaşam sonuna kadar aynı şeyleri barındıran bir olgu değil; inişler ve çıkışlar hatta sert virajlar içerir. Satürn ve Pluto etkisi altında dikkatli olunması gereken bir şey, gölge yanlarımızı diğerlerine yansıtma eğilimidir. Zira terslikler karşısında bir günah keçisi aramaya meyilli oluruz, sorumlulukları almak yerine. Gölgelerimiz kendimizde korktuğumuz ve henüz sahip olmadığımızı düşündüğümüz özelliklerimizden oluşur. Bu yüzden de kıskançlıklar gibi diğerlerinde olan ama bizim sahip olmadıklarımızla ilgili. Eğer hayatlarımızın koşullarını bilinçli bir şekilde kişisel olarak ele alsaydık, Evren’in her zaman bize ayna tuttuğunu fark ederdik. Şu anda aldığımız sert yansımaları nasıl karşıladığımız ve ele aldığımız konusunda çok daha bilinçli, dikkatli ve etik olmamız gereken bir dönem başlıyor. Kendimizi iyileştirmek, şimdiye kadar hep hayal ettiklerimizi artık gerçekleştirmek hatta dünyayı, insanlığı iyileştirmek konusunda iddialı olabiliriz, ancak her iyileşme hali yaranın tam çekirdğine nüfuz etmekle ilgili olmayabilir. Yarayı katman katman gevşetmek zorunda kalabiliriz; bu hassasiyet gerektirir. Sanki bağırsaklara savrulacak bir yumruk havasında olmamalı bu iyileşme çabası, tam aksine sinir sistemini rahatlatan bir dokunuş bir okşama halinde ele alınmalı. Zamanlamaları çok akıllıca ayarlamak durumundayız bu dönemde, konuşurken, harekete geçerken, temkinli davranılmalı. Ancak kriz ve kaos noktasında da hızlı ve pratiklik puan kazandırabilir. İşte bu zıtlıkları, anlam karmaşalarını birleştirmek, deveye hendeği kolayca atlatabilir. Şu anda cehaletin veya bilinçsiz dikkatsiz hareketlerin sonuçları dikkatimizi çekmek için yarışıyor olabilir ki bu gelişmeler bizleri içsel sorgulamaya yöneltmekte. Hayatlarımızda tekrar tekrar olmaya devam eden herhangi bir olayı ele alın, burada ortak payda zaten sizsinizdir. Nedenini bilmek ve bir değişiklik yapmak için can mı atıyorsunuz? İsteyip, dileyip, dualar edip yakarıp sadece niyet aşamasından ileri gitmeye cesaret mi göstermiyorsunuz, ya da hep ileriye mi atıyorsunuz yapmanız gereken bir hamleyi? O zaman diyecek sözüm maalesef yok; siz zaten ikizlerin tuzağına düşmüşsünüz. Ama hayat sizi zorlamaya geliyor, siz tembellik de yapsanız; haber vereyim dedim..
Zerrin Zindancıoğlu
Next Story