2 Eylül 2020 saat 08:21’de Balık burcunun 10. derecesinde Ay ve Güneş karşıtlığı netleşecek. Eylül ayı Dolunayı’na Hasat Ayı denir. Güneş Başak burcunda sonu olan bir gerçekliği, Ay Balık burcunda sonsuz bir ruhu anlatır. Balık Dolunayı ruhu bir nevi hipnotize edebilir. Balık inkar ve yanılsamanın sembolüdür; o kadar iyi yalan söyler ki kendini bile kandırabilir. Balık enerjisi, seraplarla, fantezilerle ve hilelerle sonsuz bir büyü yaratabilir. Bu Dolunay’da derin bir uyanış enerjisi var; psişik Balık burcu nedeniyle değil sadece. Uranüs ile uyumlu görünüm tam bir uyanış sağlayabilir. Uranüs bir alarm enerjisi oluşturur; değişim gezegenidir. Bizi olaylara yeni bir bakış açısı ile ele almaya iteler. Bakış açımızı değiştirmek, bilincimizi yükseltmek için olaylara sanki farklı bir gözlükle bakmamıza rehberlik eder. Dolunay Balık burcuna denk gelse de aslında Kova takım yıldızında. Dolunayı bu bakış açısı ile değerlendirmek çok daha doğru olacaktır. Batı astrolojisi dünya temelli, ancak sideral zodyak daha galaktik kabul edilir; zira burçların da ötesinde takım yıldızları baz alır. Her ikisi de aynı gerçeğe işaret eder aslında; gökyüzü ile ilişkimizi belirler. Dolunay’ın bulunduğu burç ya da takımyıldızlardan ziyade, daha önemli olan görünümleridir, yani açıları. Hangi astrolojik sistem kullanılırsa kullanılsın, görünümler asla değişmez. Dolayısı ile Uranüs açısı hem takım yıldız hem de görünüm itibarı ile “uyanışlar” anlamına gelmekte. Venüs ve Satürn bu Dolunay’da etkin; ilişkilerimizle ilgili konularda sorunlara yol açabilir. Bu enerji, savunmaya geçmek yerine, eylemlerimize sahip çıkmamızı ve gerçeğimizi ifade etmemizi gerektirir. İleriye dönük olarak yaratmak istediklerimiz için gerçekten sorumluluk almaya bizleri çağırmakta. Oldukça öncü bir enerji yaratacak Dolunay; liderliği ele geçirmek ve özgünlük yaratmak adına fırsatlar sunabilir. Bu fırsatlar boş ifadelerden ziyade, ileri doğru hamle isteyecektir. Bu Dolunay, duyguları allak bullak edebilir ve hassasiyetleri tetikleyebilir. Eğer empatisi yüksek biri iseniz, kendinizi korumak için ekstra çaba göstermeniz gerekebilir. Dolunay, önemli enerji değişimleri içeren 2020 yılının ultra dönüştürücü son bölümünü hazırlayacak. Tüm dönüşümler, yeninin ortaya çıkması için bir parçalanma gerektirir. Dün kimseniz eğer, bırakmaya çalışın ve şu anda “kim” olduğunuzu kucaklayın. Dünün ve yarının önemli olmadığını; gerçek olanın sadece kendiniz olduğunu bilin. Tam şu anda.. bunu hissedin..
Güneş Başak burcunda, işi, sağlığı ve hizmeti temsil eder. Balık burcunda Dolunay bir dalga, bir pus gibi ayırt etmeyi, görmeyi zorlaştırır. Balık zihni bulandırır. Mantıksız olabilir. Gölge yanında kayıtsız tavırları vardır. Balık zıt yönlere giden 2 balık ile sembolize edilir;son burç olduğundan diğer tüm takımyıldızların bir karışımı gibidir. İstediği her hangi bir arketibe şekil verme yeteneğine sahiptir. Kozmik bir bukelamun gücü gibi. Bir ayağımız, Başak’ın yeşil toprağında, diğeri ise görünmeyen bir kuvvet tarafından evrendeki en uzak denizlerdeki alana çekilerek belirsizleşiyor. Dünya ile gökyüzü, dünyevi ile olağanüstü arasındaki bağlantıyı bulmak gibi. Başak toprağa yakın; programları ve görevleri ile meşgulken, Balık dipsiz sulara kaymaya müsait. Fanteziler Balık’ı o kadar uzaklara taşıyabilir ki, aniden gerçeğe döndüğünde, yarattığı şeyle yüzleşmektense ölmeyi tercih edebilir. Balık, dünyayı terk etmeyi ve zaman ile mekanın bulunmadığı dünya dışı vatanı Neptün ütopyasını özler. Her Dolunay’da psişik ve fiziksel enerjiler önemli ölçüde artar; bu sadece o gün değil, günler öncesinden ve sonrasından hissedilir, duygular ve sezgiler artar. Çok fazla Başak enerjisi bizleri mekanik ve duyarsız hale sokabilir; ruhsal açlık çeken bir dünyada bu çok tehlikeli olabilir. Bırakın hayalleriniz fışkırsın, yaratıcılığınızı tıkanmış hissediyorsanız sevdiklerinizle ve sevdiğiniz işlerle vakit geçirmeye çalışın. Vücudunuzu dinlendirin. Bazı şeyler asla göründüğü gibi değildir ki genel olarak Balık Dolunay’ında bunlar fark edilir. Mistik mesajların da kendine ait bir mantığı vardır. Dolayısı ile bilinçsizliğin derinlerini tam olarak kavramak için mantıktan çok daha fazlasına ihtiyacımız olacak bir süreç başlıyor diyebiliriz. Uranüs Boğa burcunda bizi buraya ve şimdiye çağıracak; var olan tek şey gerçekliktir diyecek. Balık Dolunayı bunu hayal gücü, sezgi ve empati yoluyla eksiksiz deneyimlememizi sağlayacak.
Eleştirel, analitik düşünme becerileri eşit derecede önemli olacak. Hem fiziksel hem de ince duyularımızla giren çok fazla bilgi ile işlenecek şeyler önümüze düşecek. Başak Güneş’i ile Boğa Uranüs’ünün üçgen açısı her şeyi anlamamıza yardımcı olacak. Hangi bilginin gerçekten yararlı olduğu ve hangisinin sadece bizi şaşırtmaya meyilli olduğunu idrak edebileceğiz. İşin püf noktası hem vücudumuzda hem de çevremizde olup bitene bağlı kalabilmekte. Retro Uranüs bu sürecin heyecanlandırıcı enerjisini içselleştirecektir. Bazı basit zihin – beden – ruh uygulamalarına, topraklanma çalışmalarına ihtiyacımız olabilir. Şu anda birbiri ile yarışan gündemler, dürtüler bizleri dört farklı yöne çekiyor. Bu gerginliği gidermenin en iyi yolu, tüm uç noktalar arasında orta yerde durmaktır. Yengeç Venüs, evimize, ailemize ve bizi güvende hissettiren her şey olan sevgimizi temsil ediyor. Oğlak burcunda geri giden Satürn bizi öz disiplin ve ustalık geliştirmeye davet ediyor. Koç burcundaki Mars, gecikmiş olanın haz vermediğini anlatıyor ve şimdi olan ile ilgileniyor. Terazi burcundaki Juno ise bize eylemlerimizden etkilenen tek kişinin bizler olmadığını hatırlatıyor. Kocaman bir Grand Cross / Büyük Kare, köşelerle tek tek ilgilenmemizi isteyecek. Tek bir köşeye ağırlık vermek, tüm dengeyi bozacaktır. Tüm bu köşelerin çatışmasını açıklığa kavuşturacak olan gezegen ise Başak burcundaki güçlü Merkür olacak. Pluto ve Satürn üçgeni ile gerçekte neler olup bittiğini görmek için kafa karışıklıklarını netleştirmeye yardım edecek. Balık burcu körü körüne inanabilir; ama test etmek için fırsat da Uranüs ile bulunacaktır. Başak burcu egzersiz için şans verecek.
Genel;
Tam olgunlaştım, her şeyi çözdüm derken, gurur konusu önümüze taş koyacaktır Dolunay sürecinde. Gurur, kendimizde, başkalarında ya da gerçeklikte neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair odağımızı bulandırabilir. Verileri görmekte zorlanabiliriz, ama bir yandan da bunu sanki bir sorun halinde görmek istemeyiz. Sanki, sadece bir şeyleri yargılamakla, kritize etmekle düzeni sağlayacağımızı varsayarız. İnsanoğlu, yaşamında işlevsiz de olsa bir çok şeyi, affetme ve kabul etme yolunu tercih eder; değişim yaratmak her baba yiğidin harcı değildir çünkü. Çaptan da düşürse alışkanlıklarla ilerlemek kolay gelir. Peki, bunları hayatlarımızdan çıkaracak gücümüz yok ise, bazı “sorunların” ortadan kalkması ya da kırık plak misali aynı problemleri yaşamaya engel olabilir miyiz? Küçümsediğiniz uyumsuzluklar, kararlı eylem gerektiren parçalarsa eğer onları affedip geçiştirmenin hiç bir mantığı olamaz. Yok yapamıyorsanız, ağlanmanın, şikayet etmenin de bir anlamı yoktur. Ay, Balık burcunda büyürken, fantezi dünyamız büyür, hayal gücümüz olgunlaşır, hatta bir sinema filmi haline gelir. Neyi geliştirmek, neden kaçmak istediğimizi seçmeye hayallerimizde yatkın oluruz. Dolunay Ceres ve Neptün arasında; daha fazla duygusal çözülme yaratan yüklü bazı algıları temizleme fırsatı var. Şimdiye kadar olan zorluklar, kötülükler iyileşemez mi ? Hepsi bizim hatamız mı? Ağır kaderden kurtulmak gerçekten zaman alabilir ama eğer isterseniz yardımcı olmaya başlayacak bir süreç var önünüzde. Sizi üzen şeylerin bir listesini yapın; hayatınıza bir neden ve sonuç kazandıran şeylerin bir listesi. Balık her şeyi büyülü kılabilir; odanız aslında sarayınızdır ya da eviniz, kaleniz. Bu fantastik algıyı geliştirmek için pratik olarak bir şeyler yapabilirsiniz. Etrafınızdaki dünyayı ışıltılı derin gözlerle izleyin; en büyük sırlar her zaman en beklenmedik yerlerde gizlidir. Sihire inanmıyorsanız onu asla bulamazsınız, demiş birileri. Dikkat edeceğimiz şey hatta belki mucize, sorunlarımız ile ilgili hayal kırıklığına uğrama olasılığı. “Yanlış” olarak tesbit ettiğimiz bir şeyin yumuşadığına ve bizim için daha kabul edilebilir hale dönüştüğüne şahit olabiliriz. İhtiyatlı olmaya çalışarak “yanlış” yapmamaya çalışırız. Ama bazen çıkmazın aşılmasına dair daha derin, becerikli bir kavrayış, önce onu affetmek ve “yanlış” statüsünden kurtarmaktan geçer. Yanlış olan hiç bir şey yoktur. Her şey sadece olması gerektiği gibi akar, olur. Sorunları çözecek yüce bir bağışlama bir çok şeyi çözer. En yüksek deneyimdir bu. Problemler ve kabullenme arasındaki zıtlığı ortadan kaldırmak istiyorsanız, size çirkin ya da yanlış gelse bile nasıl hissettiğiniz konusunda kendinize karşı daha dürüst olmanızı tavsiye ederim. Bu deneyim, zamanla sizi sorunlardan uzaklaştırıp her şeyin olmasına izin vermenize alıştırır. Kabul etmeyi ve bağışlamayı “yanlışın” devam etmesini sağlamanın bir biçimi olarak değil, bir durumun dönüşmesine izin veren bir anahtar olarak düşünün.. (Dolunay / Chiron / Uranüs / Satürn- Pluto orta noktası ve altın uçurtma)..
Zerrin Zindancıoğlu
Previous Story
ASLAN YENİAYI (19 Ağustos 2020) - Astrolozi
Next Story